İzmir'de kiralık evlerde 'altın' dönem

ALPER TEMİZ / YENİGÜN - Türkiye'de konut krizi her geçen gün derinleşirken ev sahipleri kendilerini güvenceye almak için ilginç yöntemlere başvuruyorlar. Bu sene başında enflasyondan korunmak için, kiracılardan yıllık kira ödemesi almaya başlayan ev sahipleri, eşyalı-kiralık evler konusunda da farklı bir yöntem geliştirdi. Dolar kurundaki hızlı yükseliş nedeniyle ev eşyalarında yaşanan fiyat artışları ve Türk Lirası'nı döviz karşısındaki değer kaybı nedeniyle ev sahipleri, enflasyon farkını da hesaplayarak kiracılardan altın cinsinden depozito ve Findex Risk Raporu (Kredi Risk Raporu) talep ediyorlar. Öte yandan kiracılar da, kira sözleşmesini feshetmek isteyen ev sahibinden yüz bin liraları bulun tazminatlar talep ediyor. Uzman Gayrimenkul Danışmanı Ender Sındırgılıoğlu, "İmzalanan kira sözleşmesinden sonra, aradan geçen süre içerisinde enflasyonda artışlar yaşanıyor. Ev sahipleri bu defa kirada artışa gitmek için sözleşmeyi fesih etmek durumunda kaldıklarında, kiracılar evden çıkma şartı olarak yüz bin lira gibi ücretler talep etmeye başladı" dedi.

Ender Sındırgılıoğlu

'DEVLET MÜDAHALESİ GEREKİYOR'

Özellikle İzmir gibi kentlerde sadece "Kira fiyatları arttı" denilerek, konut krizinin diğer botlarının gözden kaçtığını söyleyen Sındırgılıoğlu, "Artık kira fiyatlarındaki fahiş oranlar, kendi başına tek bir kriz değil. İnsanlar kira fiyatını denkleştirse dahi, önlerinde depozito ve kredi risk raporu gibi aşmaları gereken unsurları buluyorlar. Özellikle depozito, kiracılar açısından, artık aşılması gereken bir engel durumuna dönüştü. Ev sahiplerinin yapmaları gereken şey, aslında şu; döviz bazında blok hesap açmalılar ve bu hesapta evin adresi, kira kontratı gibi bilgiler yer almalı. Depozitolar artık, bankalarda blok hesaplarda durmalı ya da ev sahipleri eşyalı ev kiraladıklarında, eşyalarına 'eşya sigortası' yaptırmalılar. Kiracılardan uygun olmayan hesaplamalarla depozito talep etmemeliler. Ancak insanlar bu gibi kolay yöntemleri tercih etmiyorlar” diye konuştu. Barınma krizinin Türkiye'yi 1950-1960'lı yıllarla götüreceğini dile getiren Sındırgılıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Aile evleri kültürünün geri gelmesi durumuyla karşı karşıyayız. İki aile bir evi ortak kiralayarak, ev giderlerini de ortak karşılamaya başlayacak. Bu kaçınılmaz son. Zaten artık, beyaz yakalı diye tarif ettiğimiz alıcılar yok olmuş durumda, yani konut satışları müthiş bir oranda düşüş yaşadı. Kiralık evlere talep arttı. Fiyat artışlarında bu durumun da etkisi oldu. Mesela Mavişehir'de ev kiralamak istediğinizde, emlakçılar Findex Raporu istemeye başladılar. Kim olursanız olun, kredi notu artık isteniyor. Kira ücreti denkleştirilse bile kredi notunuzun da iyi olması lazım. Kredi notunuz iyi olsa da bu defa artan eşya fiyatları nedeniyle döviz ya da altın cinsinden depozito hazırlamanız lazım. Kısacası 'barınma' gibi en temel hakkı sağlamak ve kiraya çıkmak için müthiş bir mücadele yaşanıyor. Bu konuya artık Devlet müdahalesi gerekiyor.”

KREDİ NOTUNA TAKILDILAR

Arkadaşları ile birlikte kiralık ev ararken, kendilerini altın piyasasını takip edip, kredi notu raporu çıkartırken bulduklarını söyleyen bir grup genç ise yaşadıklarını şöyle anlattı: "İlk başlarda direkt olarak ev sahibi tarafından kiralık ilanı asılan daire aradık ancak bulamadık. Emlakçılar ile görüştüğümüzde, kira ya da komisyon ile ilgili bir problemimiz de yoktu. Depozitoyu da karşılayabiliyorduk. Ev eşyaları inanılmaz pahalı olduğu için eşyalı ev arayışımız vardı. Fakat bu sefer de ev sahibi evdeki eşyaların değerini ve yıllık olası enflasyonu düşünmek durumunda olduğunu belirterek bizden altın cinsinde depozito istedi. Daha sonra kredi notlarımız düşük olduğu için evi tutamadık ve bu şekilde onlarca emlakçı gezmek durumunda kaldık. Bu bizi psikolojik açıdan çok zorladı.”